Orada bir çocuk var. Kalbinin en ücra, en unutulmuş
köşesinde, seni sürekli bekleyen, senden
umudunu hiç kesmeyen...O
Ne güzeldik çocukken. Merakla bakardık her şeye.
Düşlerimiz vardı, neşemiz vardı.Ne zariftik çocukken. Küçük bir şey, hemen mutlu olmamıza yeterdi. Yanağımıza bırakılan sevgi dolu bir öpücük, cebimize konan bozuk paralar, uğur böcekleri, kediler, köpekler, oyun oynamak ve daha bir dolu küçük şey, mutluluk aşılardı ruhlarımıza.
Çocuk olmayı ne zaman unuttuk? Ciddi adamlar, ciddi kadınlar
olduk. Sokakta yürüyen, suratları asık, cansız suretlere dönüştük. "Büyüdün"
dediler, kabul ettik.
Bize sürekli paranın öneminden söz ettiler, parasız ne hallere düşeceğimizi anlattılar.
İyi bir meslek seçmek, çok önemliydi. Statü sahibi olmak, insanlara hükmetmek, güçlü olmak, iyi giyinmek, uygun bir eş bulmak, iyi bir evde yaşamak çok önemliydi. Tekrar tekrar dinledik. Plak hiç susmuyordu, yeni nesiller de dinliyordu.
Kimse bize, cesur olmanın öneminden söz etmedi. Korkusuz
olmanın, hayattaki en büyük başarı olduğunu anlatmadı. Dünyaya bir çocuk
kalbiyle bakmaya devam etmemizi kimse bize anlatmadı. Unuttuk özümüzün çocuk
olduğunu.Bize sürekli paranın öneminden söz ettiler, parasız ne hallere düşeceğimizi anlattılar.
İyi bir meslek seçmek, çok önemliydi. Statü sahibi olmak, insanlara hükmetmek, güçlü olmak, iyi giyinmek, uygun bir eş bulmak, iyi bir evde yaşamak çok önemliydi. Tekrar tekrar dinledik. Plak hiç susmuyordu, yeni nesiller de dinliyordu.
Hatırla! Orada bir çocuk var. Kalbinin en ücra, en unutulmuş
köşesinde; seni sürekli bekleyen, senden hiç umudunu kesmeyen, muhteşem bir
çocuk.
Hatırla o çocuğu bıraktığın yeri. Kapı açılsın, çocuk
dışarı çıksın. Karşıla onu, kucakla, sımsıkı sarıl, bir daha asla elini
bırakmayacağını fısılda...
O çocuktur, seni karşı kıyıya götürecek olan. O çocuğun
kalbidir, dünyadaki ışıklı yerin.
Orada bir çocuk var, gülümsüyor bana. Dünyadaki tüm
çocukların yüzü, o çocuğun yüzünde gizli. Kapıyı açtım, onu dışarı çıkardım.
Kucakladım ve onu asla bırakmayacağım.