Hindistan’dan Kanada’ya giden bir yük gemisi, içindeki hemen
hemen tüm canlılarla birlikte trajik şekilde batar. Bir can kurtaran filikası,
uçsuz bucaksız vahşi Pasifik Okyanusu'nun ortasında yapayalnız kalır. Sandalın
hayatta kalmayı başarabilen mürettebatı ise bir sırtlan, kırık bacaklı bir
zebra, bir orangutan, Richard Parker adında üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı
ve Pi adlı 16 yaşında Hintli bir çocuktan oluşmaktadır. Pi'nin hayvanat bahçesi
işleten ve hayvanlarıyla göç yoluna koyulan ailesi, batan gemide yaşamını
kaybetmiştir.
Pi, kurtuluş yok gibi görünen bu okyanusta zayıf bir
sandalda yanındaki hayvanlarla birlikte hayatta kalma savaşı verir ve keskin
zekası ve zooloji bilgisiyle besin zincirine kurban gitmez. Ama şimdi Bengal
Kaplanı ile teknede baş başa kalmıştır. Dev kaplana yem olmamak için hayvanla
anlaşmanın ve yakınlaşmanın yollarını bulur. Sıra dışı yolculuk sona ermeden
büyülü bir adaya varacaktır...
Filmi izlerken tam bir görsel ziyafet yaşıyorsunuz. O yırtıcı hayvanlar, burnunuzun dibine kadar
gelip, gözünüzün içine bakıyor, koca
okyanusun ortasında siz de kendinizi Pi sanıyorsunuz. Konusu bir hayatta kalma öyküsü gibi görünse
de, sembolik anlatımlar oldukça çarpıcı.
Vahşi Bengal kaplanı ile Pi’nin ilişkisi çok etkileyici. Her
şeyi parçalayan kaplanı, zapt etmek neredeyse imkansız gibi görünse de, Hintli
çocuğun zamanla çok yol aldığını ve kaplanla aynı tekne de uyumaya başladığını
görüyoruz.
Egolarımızı ehlileştirmek, hiç de kolay değil. Tıpkı kaplan
ve çocuğun ilişkisi gibi. Ciddi bir çaba, çalışma ve en önemlisi de korkusuz
olmayı gerektiriyor. Pi, manevi yönü, oldukça
kuvvetli bir çocuk. Okyanusun ortasında Tanrı ile yaptığı konuşmalar, çok
samimi. Ailesini kaybetmiş olmasına, gözünün önünde yaşanan, hayvanların kanlı
savaşına rağmen aklını yitirmiyor.
Yaşam, koşullara ayak uydurmayı, esnemeyi, akışta olmayı
öğretiyor bize. Pi, çok zor bir deneyimden pek de şikayet etmeden, temiz bir
kalple çıkmayı beceriyor. Bizler koca
şehir de sürekli yakınarak yaşamayı adet haline getirdik oysa.
Kabul idraklerimize yerleşsin de, olanla mutlu olmaya
başlayalım. Eğer yaşam da tatminsiz biriyseniz, bu filmi şiddetle
öneriyorum. Bazen güçlü bir fırtına
çıkar ve hayatınız kökünden değişebilir.
NAZLI AKIN
NAZLI AKIN