“Müthiş bir adanmışlık yoksa, muhteşem
bir başarı da yoktur.”
Anthony Robbins
Abhyasa- Vaıragya
Abhyasa, disiplin ve düzenli uygulama
anlamına geliyor. Bence toplum olarak istikrarlı uygulama yapma konusunda tembeliz.
Düzenli televizyon seyretmeyi, sağlıklı beden çalışmalarına tercih ediyoruz.
Oturmayı seviyoruz, dinlenmekten anladığımız şey oturarak bir şeyler yapmak.
Bu yaşıma gelinceye kadar en az on
defa fitness salonu üyeliği başlattım. Yürüyüş bandı aldım, yürüdüm, sıkıldım,
bıraktım. Pilates topu ve cdleri aldım uyguladım, sıkıldım, bıraktım. Ne istediğim
konusunda hep çok kararsızdım. Heves etmekle gerçekten istemek arasındaki farkı
yıllar geçtikçe anlamaya başlıyorum. Genelde insan olarak geçici arzulara
kapılıyoruz. İsteğin yoğunluğu öyle bir noktaya geliyor ki, “ben bunu artık
kesin yaparım” duygusu bir şeylere başlamamıza neden oluyor. İstek, hızla içi
boşalan bir balon gibi sönümlenince, ilgimizi çekmiyor. Kendimizi tanıma süreci
bu düşüp kalkma anlarına son verme farkındalığını elde edinceye kadar devam
ediyor.

Yaşam her zaman kolay değil tabi ki… Bazı
günler yataktan zor uyanıyorum, evden çıkmak istemiyorum işte abhyasa o noktada
devreye giriyor. O matı yine de yere seriyorum. Ne isteyip ne istemediğini
söyleyen sese kulak tıkıyorum. Kalbimdeki huzurlu alana odaklanıyorum.

İyi oyuncular çok çalışkandır. Düzenli olarak
bedenleri üzerinde çalışırlar. Oyunculuğa duydukları aşkın hiç kaybolmadığını
görürsünüz. Bütün oyuncu arkadaşlarım yoga yapsın isterdim. Beden denen
enstrümanı kullanmanın, kontrol etmenin ve bir oyuncunun en çok ihtiyaç duyduğu
akıl sakinliğinin yolu yogada saklı.
Disiplin denen ilkenin düzenli ve
sağlıklı yaşama yolunda en önemli basamak olduğuna inanıyorum. Kendimiz üzerinde
de hiç bıkmadan çalışmalıyız. İkinci adım vaıragya , bırakma, bağımlı olmama
anlamına geliyor. Bizler alışkanlıklarımıza düşkünüz. Zararlı olanları bile
tutuyoruz, o kadar da zararlı olmadıklarına ikna ediyoruz kendimizi. İnsan
zararlı olan şeylere gösterdiği ilgiyi yaşamını düzeltmeye ayırsaydı daha mutlu
olurdu.
Kimi zaman sağlıksız bir ilişkiyi
kimi zaman zararlı gıdaları bırakmaya yanaşmıyoruz. Sağlıksız ilişki ruhsal
gerginlikler yaratırken, kötü beslenme alışkanlıkları bedensel sıkıntılara yol
açıyor.
Dönüşmeye, değişmeye giden yol çabayı
bırakmamaktan geçiyor. Heves etmekle kalmamalıyız. Kendimiz üzerinde çalışmanın
varlıksal gücü büyüttüğüne inanıyorum. Yaşamın anlamı o gücü ortaya çıkarmakta
saklı. İçimizdeki güç, kendimizi sevmeyi idrak ettiren ilahi yönlendirmedir…
İçsel güç uyandığı an dışarıdan beklemenin saçmalığını anlarız. Kendimiz için
harekete geçmenin sonucu varoluşla uyum içinde yaşamaktır. Varlığıyla uyum
içinde olan insanları hemen fark ederiz, etrafa da aynı dalgayı yayarlar. Onların
yanında değerli hissedersiniz çünkü kendilerini severler.
Kendimizle ilgili meseleleri de bazen
kendimizden yüksek bir güce bırakmayı öğrenmek gerekiyor. Çağımız insanının en
büyük hastalığı kontrol delisi olmak… Hepimiz en ufak bir aksilikte, rutin bir
şey aksadığında çileden çıkıyoruz. Her şeyi “ben” yapıyorum duygusu öyle
köklenmiş ki içimizde, Tanrı’ya duyduğumuz teslimiyet tatlı bir masal sanki…
Teslimiyeti kadercilikle
karıştırmaya, hayatımız için harekete geçmemeye “bırakmak” diyoruz. Bu tam anlamıyla kendimize yalan
söylemek. Evde oturup mutsuz bir şekilde beklemek ve ben işleri Tanrı’ya
bıraktım demek varlığımıza ihanet etmektir. En sıkışık anlarda hiç pazarlık
etmeden teslim olmak bırakmayı bilmektir. Oysa insanoğlu hep işine geldiği gibi
yaşar. İstekleri yerine gelsin diye Yaradan’la ticaret yapmaya kalkışır.
“ Rabbim! Sen bana istediklerimi ver
ben de sana kurban veriyim, bağış yapayım, fakir sevindireyim, açları
doyurayım, cami yaptırayım…”
Kamil insan olmak yaşamlarımızın
sorumluluğunu almaktan geçiyor.
Nazlı Akın'la yoga dersleri İstanbul Yoga Merkezinde gerçekleşmektedir. Detaylı bilgi için akinnazli05@gmail.com adresine mesaj bırakabilirsiniz.